Kürtlerin dijital medyasına “340 erişim engeli” Kürtçe medya için neyi ifade ediyor? 

Kürtlerin dijital medyasına “340 erişim engeli” Kürtçe medya için neyi ifade ediyor? 
Kürtlerin dijital medyasına “340 erişim engeli” Kürtçe medya için neyi ifade ediyor? 
Murat Bayram
  • 23 Şubat 2023 09:27

İngilicesi için tıkla

Türkiye’de yaşayan vatandaşların yaklaşık %20-25’inin Kürt olduğu tahmin ediliyor fakat medyada kendi dillerindeki varlıkları %1’in altında. Bu yasaklarla o sembolik yüzdelik tükeniyor.

Ülkedeki Kürt gazeteciler için dijital medya, Kürtçe’nin varlık gösterdiği son kale. 

Dijital engelleme neden Kürtçe medyanın Türkiye’deki varlığını tehdit ediyor? 

Gazeteciler çekim yaparken… Foto: BotanTimes/Murat Bayram

Türkiye İstatistik Kurumu (TUIK) verilerine göre Türkiye’de 2.071 gazete var. Bunların sadece biri Kürtçe yayın yapıyor: Haftalık Xwebûn gazetesi. 

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu verilerine göre Türkiye’de 477 televizyon yayın yapmakta. Ülkede Kürtçe haber programı bulunduran tek ulusal televizyon kanalı devlete ait olan TRT Kurdi. Ulusal kapsamda yayın yapan radyolardan sadece TRT Kurdi Kürtçe haber bulunduruyor. Yani devletin sesi dışında bir alternatif yok. 

Yoğun baskılar nedeniyle uydu yayıncılığı ve basılı medyada varlık gösteremeyen Kürtçe medya için dijital medya bir seçenek değil. Var olmak için tutunulan bir dal. 

Podcast ve YouTube kanallarının kapatılması neyi ifade ediyor? 

Türkiye’de Kürtçe eğitim yasak olduğundan, Kürtlerin çoğu kendi dillerinde konuşabiliyorken o dilde okur-yazar değiller.

Ayrıca Anayasanın 66 maddesine göre “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.” Bu nedenle Türkiye’de yaşayan tüm Kürtler Türk sayıldığından ırka dayalı resmi bir nüfus verisi yok. 

Diyarbakır merkezli Rawest Araştırma şirketi ile yaptığımız söyleşilerde, şirketin yaptığı anketlerden, ülke nüfusunun yüzde 16-18’i (13,49 -15,18 milyon) evde anadili olarak Kürtçe konuştuğunu görüyoruz.

Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki 16 kentte yaptığı anadil kullanım araştırmasında, hane içinde 18-24 yaş grubunun yüzde 68,2’si, 65 yaş üstünün ise yüzde 70’ten fazlası Kürtçe konuşuyor.”

KONDA’nın 2019 da yaptığı ankete göre nüfusun %16’sı kendini Kürt olarak tanımlıyor. 

Ciddi bir Kürt nüfusu var ve okumaktan çok dinleme yeterlilikleri var. Yasaklanan podcast kanalları bu nefes alanını daraltıyor. 

Örneğin sadece bir kanalın tüm Twitter hesabının kapatılması kararı verilmiş. O da kültürel araştırmalar ve analizler yayınlayan Hurbini Podcast. Podcast’a bu özel “ilgi” düşündürücü. 

Irak Kürdistan Bölgesi medyasının engellenmesi

Erbil Merkezli Rûdaw TV’nin sitesine, Süleymaniye merkezli Kurdsat News TV’nin YouTube kanalına ve Duhok merkezli Waar TV’nin de bir twitine erişim engellendi.

Hem maddi açıdan, hem hukuki, hem fiziki varlık alanı, hem de yetişmiş kadroları açısından IKB kanalları daha iyi olanaklara sahip ve daha büyük kanallar. 

2017’de Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) merkezli üç büyük televizyon olan Kurdistan 24, Waar TV ve Rûdaw TV, Türksat uydusundan çıkarıldı ve yayın lisansları iptal edildi.

2017’deki  engelleme için dile getirilen bahane, bu televizyon kanallarının Kürdistan coğrafyasına Kürdistan demeleriydi. Oysa aynı coğrafyaya devletin resmi görevlileri, Başbakan ve Cumhurbaşkanı da Kürdistan demişti

1990’lardan başlayarak 2000’lere kadar, uydu aracığıyla Avrupa merkezli Kürtçe yayın yapan televizyon kanallarının yayınlarını Türkiye hükümetleri, sinyal engelleyici cihazlarla engellemeye çalışıyordu. Uydu çanaklarını Avrupa uydularına çeviren kimseler fişleniyor, suçluluğa delil olarak gösteriliyordu.

Uydu üzerinden ulaşımı engellenen kanallara dijital ortamda da erişim engellendi. 

Altı ayda 25 Kürt medya çalışanına tutuklama – Kürtçe medya “kurumsallaşamıyor”

Erol Önderoğlunun hazırladığı BİA Medya Gözlem Raporu; Ekim, Kasım ve Aralık aylarında en az 171 gazeteci ve medya temsilcisinin, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu ile 2911 Sayılı Toplantı Gösterişleri Yürüyüşleri Kanunu gibi düzenlemelerden yargılandığını, dokuzundan da maddi ve manevi tazminat talep edildiğini gösteriyor.

16 Haziran’da Diyarbakır merkezli operasyonla 16 Kürt medya çalışanının tutuklanmasının ardından, Ankara Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında da dokuz gazeteci daha tutuklandı. Tutukluluğa itiraz, “savcı izinde” diye değerlendirilmedi. Gazetecilerin avukatı Resul Temur, “Amaç yargılamak değil, doğrudan işleyemez hale getirecek şekilde cezalandırmaktır” dedi. Türkiye, darbe girişiminden beri ilk kez “en çok gazeteci tutuklayan” ülkeler kategorisine girdi.

Kürtçe medya çalışanları belli bir kurum çatısı altında toplandıklarında “operasyona” maruz kalma risklerini arttırıyorlar. Bu durumda küçük podcast kanalları, YouTube Kanalları, Twitter ve Facebook hesapları hayati önem kazanıyor.